21 Ağustos 2015 Cuma

Mutfaktan Bildiriyorum



Konusuz Yazı klişesinden mi yürüsem napsam?
hep yer mi ki?
sanmıyorum, yemez.


Özellikle gecenin bu saatlerinde yazmak istiyorum ki kimse gelip ekrana cinini dikmesin diye.
Herkes yatmış,
ev sessiz,
Adana sıcağından tişört üstüme yapışmış.
kendime biraz da olsa serin bir oda arıyorum.
bulamadım.
geldim oturdum mutfağa.
''mutfak ne alaka lan?'' derseniz eğer

haklısınız.
mutfak ne alaka? 
bilmiyorum.

Ama bilen bilir; sıcakladığım zamanlarda kafamı buzdolabının dondurucu kısmına sokar ve serinlemeyi beklerim.
Belki de bilinçaltım beni o yüzden mutfağa itti?


Herkes uyumuşken yazı yazayım demiştim ya.
Sayfayı açtığım an hoop abim damladı mutfağa.
ya sen niye uyandın diyorum
şişmiş gözlerle bana bakarak ''namaz kılacağım'' diyor.
iyi de
saat 02.48
bu neyin namazı?

Abimin gece rakı partilerinden sıyrılıp ibadet için bu saatte uyanır bir insan haline nasıl geldiğini başka bir yazıda uzun uzun anlatırım.
Zira o konu Flash Tv 'nin 13. sınıf ibret almalı dizilerine konu olacak cinsten.

O değil de
abim hala gitmedi.
Yan sandalyemde bugün keşfettiği ve içmekten inanılmaz zevk aldığı ramazan şerbetini içiyor.
''ya bunun tadı çok güzelmiş'' diyerek.
Meksika biralarından, güllü tarçınlı ramazan şerbetlerine ...

Annem geldi.
O da uyanık.
Sen neden uyumuyorsun diyecekken cümlemi bitirmeme izin bile vermedi:
''SICAAAAAKKK''

Evet. 
haklı
ama belki de sıcak değil de,
Nem çoktur?

HAHAHAHA ÇOK KOMİKMİŞ.


Sıcaktan daha fazla bahsedip kendimi deli gibi yapmaya devam etmeyeceğim.


mutlu muyum?
değilim.
uzun süredir de olamıyorum.

sadece sıcaktan mı?
hayır.
ya da evdekilerin mutfağa 3 dakikada bir girip çıkmasından dolayı mı?
hayır.
Çağatay abinin bugün beni mutlaka arayacak olup, unutmasından mı?
hayır sanmıyorum, ondan dolayı da değil.
yazmak istediğim ama başlamaya korktuğum, kendime güvenemediğim ve kesin ben yazamam diye başlamadan kafamda bitirdiğim ideolojik konulu yazıya hala başlamamış olmamdan mı?
hayır.
bilgisayarıma bir türlü indiremediğim microsoft office 2010 programının inatçılığından mı?
hayır.
...


cevabı ''evet'' olan soruyu hala bulamadım.

düşünüyorum da
ya kendime sorduğum tüm sorulara hayır cevabını verdiğim için mutsuzsam?
ya da belki bendeki mutsuzluk değil de başka bir şeydir?
içinizden birisi:
''yok yok mutsuzluk değildir, mutsuzluk olsa duramazsın''  geyiğini yapacak diye de korkmadım değil.

Bendeki en çok da kendini sevememe sanırım.
herhangi bir konuda ''evet, en iyisiyim'' diyememe
ve belki de hiç böyle diyemeyecek olmaktan korkma.

kendime vurduğum yeterli olamama damgası.

bedensel anlamda bile kendini sevememe.
mesela vücudunun herhangi bir bölümünü bile yeterli görememe.
...

olumsuzluk ekleriyle bitireceğim bir sürü cümle daha..

psikolojisi bozuk bir insan mıyım bilmem ama iliklerime kadar mutsuzum, eksiğim
ondan eminim işte.

yeniliği, başlangıçları, değişimi, devinimi sevmeye ve kabullenmeye başladığım gün;
her şey bana daha farklı gelecek belki.

yapmak istemiyor değilim, 
savunduğum şeylere taban tabana zıt olan bu karmaşayı yol kenarındaki bir çöp kovasına bırakıp, oradan koşarak uzaklaşmak istemiyor da değilim.
''ben böyleyim'' gibi basmakalıp bir cümleyi beynimin baş köşesine oturtmak hiç istemiyorum

eskiye göre daha esneğim her konuda, onu fark edebiliyorum.
eskiye göre daha az yalnızım.

-yalnızlığın azı/çoğu olur mu demeyin.
bal gibi de var.-

bana iyi gelen insanlar var hayatımda,
her konuda.
mesela yanımda olmadığına köpek gibi üzüldüğüm bir abi, gidecek olmasını asla kabul edemeyeceğim diğer bir abi, onları bırakıp gittiğimde sonlarının ne olacağını az çok tahmin edebildiğim bir annem ve babam var.

hayatımda güzel şeyler de var merak etmeyin.
mesela ayrıldığım A noktasından gideceğim A' noktasına benimle gelecek olan iki kız kardeş.
-yazının güzel haberi bu sanırım-

peki bir sorum var:
gecenin bu saatinde neden Erhan abiyle 'proleterya devlet'i tartışıyoruz?

üstelik ikimiz de birilerinin kafasına terlik fırlatmak üzereyiz.

daha kaç kere söyleyeceğiz etnik sevici kesime:

''Türkiye'de proleterya yok.
 Türkiye Cumhuriyeti bir ulus devlet, ulus devlette azınlık da yok''

yazıya siyasi mesajı da koyduğuma göre bitirebilirim. Çünkü kendimden bile sıkıldım.


mesela diğer bir sorun; hala kendime bir mahlas bulamadım.

aklıma bir tek: @adımbombasoyadımölüm fikri geliyor.

nedenini sormayın, bi açıklamam yok.


Sena Yaşar
21 Ağustos 2015

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder